Nedense bazı insanların ölümü beni hep etkilemiştir. Hayatımın hiç bir döneminde tek bir an bile olsun konuşmadığım, yakından görmediğim, hatta varlığımdan bile haberi olmayan insanlara karşı içimde neden bir hüzün hissedeyim ki? İlginç gelebilir ama öyle..
Jobs
Mesela 2 gündür masamın kenarında yeşil bir elma duruyor. Ekşi olduğu için yiyemiyorum ancak ekşi olduğuna karar verdiğim anda aklıma Steve Jobs geldi. Steve Jobs’un videolarını izlemiştim ve hayata bakışı çok ilginç gelmiştir hep. Fazla materyalist, fazla işkolik ve bu dünyada yokmuş gibi davranmasını ilginç bulmuşumdur.
Steve Jobs’a ait aforizmalar hep hoşuma gitmiştir. Ölmesine 1 ay kalmış olmasına tabi ki onun bile haberi yoktu bundan- ve hastalığı iyice ilerlemiş olmasına rağmen hala çalışması beni hep etkilemiştir. Jobs filmini sabırsızlıkla beklemiştim ve gecikmeli de olsa izleme fırsatım olmuştu. Yürümesi, olmayan sesleri ya da onun deyimiyle evrenden gelen sesleri duyması, yalın ayak kampüste dolaşması, sevgilisi ile olan son tartışması, Apple’a ikinci dönüşünden sonra arkadaşlarını teker teker devreden çıkarması hepsi ilginç bir zeka’nın izlerini taşıyordu. Hala üzülürüm Jobs aklıma geldiğinde. Hatta -hayat üzerine aforizmalar- şeklinde bir slayt show hazırlamıştım ve bir kaç slayt’ı Steve Jobs’a ayırmıştım.
Jobs’ a dair en son hatırladığım, tedavi sürecindeyken siyah bir elbise giymiş; zayıf, bitkin ve tükenmiş hali..İşin tuhafı tam da bu görüntüyü hatırladıktan bir gün sonra Jobs’ un ölüm haberini öğrendim tüm dünya ile beraber
Sokrates
Sofi’nin dünyasında en çok içime dokunan bir soru vardı: Neden Sofi neden Sokrates ölmeliydi? İnsanlar bu soruyu yüzyıllardır soruyorlar..
Atina uyuşuk bir at ve bende onu uyandırmaya çalışan bir at sineğiyim. İnsan at sineğine ne yapar?
John Lennon
The Beatles grubunu keşfettiğim günden beri hemen hemen her melonkolik halimde dilimde Hey Jude, Yesterday..Londra da her an The Beatles’i aradım, her yerde onlardan izler bulmaya çalıştım. Belki eski günlerin sempatik siyah beyaz görüntüleri belki kullanılan müziğin bende bıraktığı doğallık, sadelik ve çırılçıplak gerçeklik beni The Beatles’a bağlıyor. Tabi gözümün önüne ağzında sakız ve şaşkın gözlerle açıklama yapmaya çalışan Paul McCartney geliyor, John Lennon’un ölümü üzerine.. John Lennon niye öldü ki? Oysa kimbilir daha ne güzel şarkılar söylerdi.
Amy Winehouse
Hiç yalan yok bir çok sanatçıyı, yazarı ölümlerinden sonra tanıyorum. Ama bu bende daha çok hüzün yaratıyor. Mesala You Know I am No Good şarkısını kimbilir belki de 400 defa dinlemişimdir. 27 yaşında niye ölür ki bir insan ya da şöyle sorayım neden ölmek ister ki?
Cemal Süreya, Özdemir Asaf, Attila İlhan, Nietzsche, Mahatma Gandi
Mesala yukarıdaki sanatçıların ya da liderlerinden beni etkileyen yönleri, sözleri var.
İnsanlar beni anlamıyor, belki de ben 100 sene erken doğmuştumdur. Nietzshe’nin bu sözünü bazen tekrarlarken buluyorum kendimi, 1900 senesinde annesinin onu çıldırmış bir şekilde bulmasıda bendeki hüznü tetikliyor olabilir!
Belki körsün, belki kırılmışsın, belki telaş içindesin..Ben sana mecburum sen yoksun.. Attila İlhan’ın bir programında kendisine okuması için bir şiir bile göndermiştim. Bir dönem Attila İlhan’a dair bazı şiirleri bulduğum her yere yapıştırıyordum.
Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya, buda az şey değil ki? Cemal Süreya
Sensiz yollarda pulsuz, pullarda mektupsuz kaldım. Sana adlar aradım, ardında adsız kaldım, Özdemir Asaf.
Bir sevgililer gününde Özdemir Asaf’ın -kaldım- şiirini afiş olarak mağazanın içine asılmıştı. İşte o gün tanıdım Asaf’ı ve hala okuyorum.
Ve Gandhi..Einstein’in Gandhi ile ilgili şöyle bir tespiti varmış: Gelecek nesiller Gandhi gibi bir liderin etten kemikten olarak bu dünyada yaşadığına inanmakta güçlük çekecekler. Gerek okuduğum Gandhi kitaplarından ve gerekse izlediğim Gandhi filminden sonra evet hala inanamıyorum Gandhi gibi bir insanın bu dünyada yaşamış olabileceğine..
Orhan Veli, Cahit Sıtkı Tarancı.. Bitmez ki..
Philip Seymour Hoffman ve bugünde Robin Williams..
Bu yazıyı yazmama sebep olan Robin Williams aslında. Ölü Ozanlar Derneğindeki rolü hala gözlerimin önünde halbuki. Onca paraya onca şöhrete rağmen insan neden bu kadar ölüme yakın olmak ister ki?
Mutluluk parayla pulla olmaz derlerdi ama bu tür mutsuz yaşamlar ve trajik ölümler tam olarak bu sözü doğruluyor sanki..
Mutluluk çoğu zaman kafama taktığım bir konudur ama zaman geçtikçe öğreniyorum galiba. Mutluluk ilgimi aklıma gelenleri önceki yazılarımdan okuyabilirsiniz.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.