TÜRK TURİZMİN ÜVEY EVLADI  :    İÇ TURİZM

İç Pazar tüm dünyada sözlük anlamın dışında farklı anlamlara sahip.

Başlığa bakınca Türkiye deki anlamının ne olduğu konusunda bir fikir sahibi olabiliriz sanırım.

Yurtdışına en çok turist gönderen ülkelerden biri olan Almanya da ise bu oran %47.

İtalya da ise her yıl seyahate çıkan 50 milyon kişinin %75 i yurt içi seyahatleri tercih ediyor.

Bir çok Avrupa ülkesi farklı uygulamalarla vatandaşlarını turizme teşvik ediyor.

Çünkü bir çok Avrupa ülkesinde iç turizm dış turizmin alternatifi değil, bütünleyeni.

Ancak ülkemizde iç turizm ;  dış turizmin kötü gittiği dönemlerde ortaya çıkan bir can simidi.Oysa bir çok Avrupa ülkesi ve dünyanın farklı kıtalarındaki turizm emektarları asıl olanın iç turizm olduğunu bir şekilde kanıksamış durumda ve iç turizmi aslında turizmin lokomotifi olarak görüyor.

Bu kanıyı örneklerle destekleyecek olursak ;

Fransa turizm ekonomisinin üçte ikisini iç turizm oluşturuyor. Ve Fransızlar kendi      vatandaşlarını turizm organizasyonları içerisine dahil etmek için bir çok yöntemi deniyor. Fiyatların bütçelere göre belirlenmesi , turizm paketlerinin tanıtımının anlaşılır ve şeffaf olması bunlardan bazıları.

Diğer bir Avrupa ülkesi İtalya da ise gençlere , üniversite mezunlarına , ailelere ve hatta emeklilere göre bile turizm paketleri oluşturuluyor.Herkese ve her keseye  uygun tatil avantajlarını normal bir İtalyan rahatlıkla seçebiliyor ve İtalya iç turizmine katkı sağlıyor.

Kısaca Türkiye de İç Turizme bakacak olursak;

Türkiye’de iç turizm hareketleri 1950’lerde başladı. 1960’lı yıllarda ise deniz kıyılarına yönelik turizm ön plana çıktı.  1963 yılında ilk kalkınma planı ile iç turizmin geliştirilmesine yönelik çalışmalar başladı, fakat uygulamaya geçilmedi. 1970’li yıllarda Turizm Bakanlığı tarafından finanse edilen tatil kredisi ile memur ve işçilerin tatile çıkması sağlandı, fakat daha sonra bazı aksaklıklar yüzünden bu uygulama yürürlükten kaldırıldı. 1990’lı yıllarda iç turizme yönelik tanıtma faaliyetlerine ağırlık verildi. Sosyo-ekonomik yapının değişmesi ile tatil anlayışında da değişiklik yaşandı.

2000’li yıllarda iç piyasaya yönelik promosyonlu satışlar arttı; acentalar iç turizm konusunda gerekli ödeme kolaylıkları sunmaya başladılar ve orta sınıf tatile çıkmaya başladı.

Acentelerin gerekli ödeme kolaylıklarını sağlaması aslında turizmin salt yabancı pazardan gelen misafirle döndürülen bir çark olmadığının anlaşılmasıyla paralel düşünülebilir.

Özellikle son yıllarda erken rezervasyon indirimlerinin fırsat olarak algılanıp erken rezervasyon dönemlerinde yoğunluk yaşanması Türkiye deki insanların turizmi bilinçli olarak kullanmaya başladıklarının hatta bunu alışkanlık haline getirdiklerinin en önemli göstergesi.

İç turizmde istenilen rakamlara ulaşılamamasının  nedenlerine bakacak olursak karşımıza elbette bir çok sorun çıkacak.

Ancak önemli olanları çözüm önerileriyle beraber  birkaç madde de sıralayacak olursak;

*Gelir dağılımın belli bir oranda olmaması buna bağlı olarak gelir düzeyi yüksek olan belli bir kesimin

tatile sürekli çıkarken ,gelir düzeyi düşük olan büyük bir kesimin tatile çıkamaması en büyük sorun.

Tatile çıkamayan kesim aslında en büyük fırsat!

Bu insanlar sektör- banka ortaklığı ile mini faizli kredilerle tatile teşvik edilebilir.

**Tatil bütçesi olmayanların devlet tarafından sağlanacak bir ödenek sayesinde tatile gönderilmemesi

Teşvik başlığı altında geri ödeme planı olan projelerle bu sistem oluşturulabilir.Slogan bile hazır:HERKES İÇİN TATİL!

***Yabancı turistlere verilen önemin(servis-hizmet açısından)yerli turistlere verilmemesi iç turizm için önemli sorunlardan biri.

Yabancı turist adı üstünde yabancı ve bir sonraki yıl bu ülkeye değil de farklı bir yere gidebilir.Ancak yerli turist kızsa da,küsse de en nihayetinde aynı oteli olmasa da yine ülke sınırları içindeki başka bir oteli seçecektir.Bu açıdan bile olsa yerli turistlere de hak ettikleri  önem verilmeli.

****Turizmin hala bir lüks olarak görülmesi!Oysa ülkemizdeki stresli çalışma koşullarını ve 3.sayfa haberlerini düşünecek olursak aslında turizm Türkiye için elzem bir ihtiyaç.

Ağaç yaşken eğilir misali özellikle orta öğretim çağındaki gençleri hatta ilköğretim çağındaki öğrencileri hafta sonu tatilleri başlığı altında tatile teşvik etmek uzun vadede bilinçli bir yerli turist profili oluşturma yolunda iyi bir başlangıç olabilir.

Bunların dışında İtalya örneğinde olduğu gibi spesifik kesimlere spesifik tatil paketleri sunulabilir.

Yüksek bütçeler yerine mini bütçelerle dinamik bir iç turizm pazarı sanırım herkesi mutlu eder.

Sevgiyle kalın.

Yakup DEMİR

Yorum bırakın

Trend